ibrahim muteferrika kimdir, ibrahim muteferrika lisesi, ibrahim muteferrika ilk ne basmistir, atasehir ibrahim muteferrika lisesi, ibrahim muteferrika ne zaman öldü, ibrahim müteferrika

Müteferrika ve Matbaacılığımıza Etkisi

Detaylarla boğulmayalım; Lale Devrinin meşhur sadrazamlarından meşhur Damat İbrahim Paşa, o vakitlerde başkent İstanbul’da bir matbaa kurmak isteyen Said Mehmet Efendi ile İbrahim Müteferrika’yı bu işte birlikte çalışmaları için vazifelendirir.

Mehmet Efendi, dönemin Fransa Elçisi Yirmisekiz Çelebi Mehmet’in oğludur ve izni koparmaları da zor olmaz. Aslen devşirme olan İbrahim Müteferrika 1726 senesinde Matbaanın Gerekleri başlıklı bir risale kaleme alarak döneminin önemli devlet adamlarına takdim eder.

Bu uzun makalesinde matbaanın neden önemli olduğunu ve kurulmasının gerekliliğini maddeler halinde listeler.

Söz konusu akademik izah ve matbaa açmak için sundukları dilekçe sonrasında Şeyhülislam Abdullah Efendi’den de olumlu fetva alınır. Dönemin Sultanı III. Ahmed, 5 Temmuz 1727’e tarihlenen fermanıyla; tıp, astronomi, sözlük, mantık, fizik ve coğrafya alanlarındaki kitapların basımına kısmen izni verir.

Türk Basın Tarihi:

Cevheri tarafından 1729 yılında hazırlanmış olan matbaacılık tarihimizin yapı taşı Vankulu Lügati İbrahim Müteferrika Matbaasında topraklarımızda basılan ilk Türkçe neşriyat olur.

Müteferrika Matbaasında 14 yıllık süre zarfında; dil, tarih, coğrafya, edebiyat ve fen konularında 23 ciltten oluşan 18 kitap yayımlanır. Ne kadar da az öyle değil mi?

İbrahim Müteferrika’nın meşhur ancak kısa ömürlü Matbaası 1743’e kadar çalışmalarına kör topal devam eder ve Müteferrika 1747 yılında aramızdan ayrılır.

Matbaa için zar zor izin alındıktan ve kurulduktan sonraki ilk senelerde fazla yayın çıkarılamamasının sebeplerinden birisi Müteferrika Matbaası ile ikinci matbaa arasında 66 yıllık zaman bulunmasıdır.

Bir diğer neden de ulema ve hattatların tepkisini almamak için dini eserlerdeki yayın yapma yasağıdır. Tanzimat’ın ilanı sonrasında yaşanan kısmi özgürleşme ortamı, yayıncılığa az da olsa olumlu tesir eder. Bu dönemden sonra çeviri yayınların özellikle Fransızca eserlerin sayısının arttığı gözlenir.

1729-1875 yılları arasında faaliyete geçebilmiş 151 matbaanın 116’sı İstanbul’dadır. İstanbul dışındakileri sayısı ise sadece 35’tir ve bunlardan büyük kısmı resmi vilayet gazetelerini ve ilgili yayımları teşhir için kullanılmaktadır.

Balkanlardaki ilk vilayet basımevi 1864’te Tuna’da kurulur ve aynı isimle Tuna gazetesi çıkarılır. Anadolu’da ise ilk vilayet basımevi 1865’te Erzurum’da kurulur.

Devlet talebiyle hayata geçirilen resmi vilayet matbaalarının teçhizatı yurt dışından temin edilir ve matbaalarda çalışanların önemli bir kısmı teknik bilgiye sahip azınlıklardan müteşekkildir.

Türk yayıncılığının gelişiminde ve ilk senelerinde Doğu etkisiyle yapılan çevirilere ek olarak özellikle 1850-1860 aralığından itibaren Batı dillerinden yapılan çeviriler etki gösterir. İlk Fransızca kitap (o yıllarda Fransızca çok modadır) 1776 gibi çok erken sayabileceğimiz bir tarihte yayımlanır.

Bu hızlanmadan sonra özellikle Fransızca bilip öğrenmek; konuşmak ve yazmak adeta bir tapınma derecesinde toplumumuzda yer eder. Fransızca öğretebilmek için gramer ve sözlük kitapları neşredilir. Bu anlayış çerçevesinde 1729-1875 seneleri arasında Batı kaynaklı çevirilerin kitapların sayısı 200’ü bulur. Bu istatistiğe; çevrildiği dil belirsiz yayınların sayısını 41 olarak verebiliriz.

1979'da İstanbul’da doğdu. Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri mezunu olan yazar, Vatan gazetesinde başladığı kariyerinin ardından farklı görevler üstlendi, özel kurumlarda yöneticilik yaptı. Online gazetecilik eğitimini BBC'de tamamlayan, 2008'den itibaren dijital dünyanın içinde yer alan Görkem CAN; kişi ve kurumların faaliyetlerine destek oluyor, bilgi ve deneyimiyle yönlendirici rol oynuyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

*